11 Kasım 2009 Çarşamba

28 Eylül 2009 Pazartesi

Biletler 44 Lira Ama...


Yönetim resmi sitede bilet fiyatlarını 44 liraya indirdiğini duyurdu ama;
Yönetimin fiyatları düşürmesi iyi bir hamle olasa , Türkiye şartlarında bu fiyat da makul değildir.Bir memur çocugu düşünün maça gitmeye o kadar istekli ve hevesli ama işin öteki tarafında ise memur maaşıyla çocugu ve kendisine alacagı biletlerle 1 hafta'daki karşılayacak bir baba siz napardınız?Fenerbahçe Halkın Takımıdır ve öyle kalacaktır.Hiç bir kuvvet bunu değiştiremez.

24 Eylül 2009 Perşembe

FENERBAHÇE HALKINDIR!!!

Çoğunluğu kombine bilet sahibi Fenerbahçe taraftarları olarak; Fenerbahçe Yönetim Kurulu’nun kale arkası tribün biletlerine biçtiği 55 Liralık fiyatı protesto ediyoruz!
Localara ve/veya diğer pahalı tribünlerin kombine fiyatlarına yapılacak küçük bir düzenleme ile, aynı maddi fayda elde edilebilecekken, “yadsınamaz bir Türkiye gerçeği” olan dar gelirli kitlelerin, 55 Liralık biletle Fenerbahçe’den koparılmasını protesto ediyoruz!
Hemen hepsi çok başarılı birer işadamı olan yönetim kurulu üyelerinin bu basit matematik ve ticaret bilgisinden yoksun olmayacaklarını çok iyi bildiğimiz için, “zümre yaratmaktan” başka hiç bir amaca hizmet etmediği belli olan 55 Liralık biletleri protesto ediyoruz!
Kuruluşundan bu yana “Halkın Takımı” olduğu, diğer takımların kurucuları tarafından bile kabul edilen Fenerbahçe’nin halkından uzaklaştırılmasını protesto ediyoruz!
İşgal yıllarında top yekün savaş verip, kurtuluşa kavuşan halkın sahadaki gözbebeği olan Fenerbahçe’nin bu fiyatlarla, köklerine sırtını dönmesini protesto ediyoruz!


www.55lira.com

Tam Gaz

Kişisel nedenlerden dolayı giremediğim bloguma geri dönüş yapmaktayım artık yazılarıma devam edeceğim... :)

21 Ağustos 2009 Cuma

Baba,Fener'e ne kadar kaldı?

Grup CK sitesinde son derece güzel bir açıklama bir yazı gördüm ve paylaşmak istedim aflarına sıgınarak paylaştım burda.
Gün geçtikçe ağırlığından kaybediyordu.Cüzdanındaki bu hafiflikten hiç hoşlanmıyordu.Ama yapacak bir şeyi yoktu.Ayın başında aldığı düşük maaş 10 gün dayanabiliyor,daha sonra ise hafiflemek için diğer etmenlerin girişimlerini bekliyordu.

Oğluna sözü vardı."Seni Kadıköydeki ilk lig maçına götüreceğim" lafını unutmak istiyordu.Ancak günler birer birer takvimde yok olurken oğlu bunu hep hatırlatıyordu.Canı sıkılıyordu artık.Verdiği çoğu sözü tutmazdı.Ama söz konusu oğlu olunca sınırları zorlamaya çalışırdı.Bu sefer işi çok zordu.

Maç günü gelmişti.Sabah 8de uyandı.3 saatlik düşünceli uykusundan uyanması çok sancılıydı.Cüzdanını masadan aldı.Düne nazaran daha hafifti.İçine baktı.200 Lirası kalmıştı.Biraz ağırlık olsun diye 20 tane 10 Liralık banknotu birbirine kenetlemişti.En azından bu şekilde kendini anlık bir mutluluğa sürüklüyordu.Düşündü.110 Lira demek o yirmi tane banknotun yarısından bir fazlasının bir anda gitmesi demekti.Ay sonuna kadar 90 Lira ile idare edebilir miydi,bilmiyordu.Bunu ödenmemiş faturalara,boş buzdolabına,oğlunun eski ayakkabısına sormak istedi.Gerek duymadı.Alacağı cevap belliydi.

Bilet almaya gidemedi.Sadece oğlu evden çıkmış olduğuna inansın diye pijamalarını çıkartıp günlük kıyafetlerini giydi.Salonda otururken oğlu geldi."Biletleri aldın mı baba?" sorusuna emin bir şekilde "evet" yanıtını verdi.Kahvaltılarını ettiler.Evde biraz zaman geçirdikten sonra çıktılar.

Evleri stada yakın bir yerdeydi.Yürüyerek stada giderken oğluna baktı.Gözlerindeki bu parıltıyı hiç farketmemişti.Belki de bunu ilk kez görüyordu.Emin değildi.Stada doğru attıkları her adım onun yüzüne bir damla ter olarak yansırken çocuğun gözüne bir parıltı olarak ekleniyordu."Baba,Fener'e ne kadar kaldı?" diye sordu çocuk."çok az" dedi.Bir mucize istiyordu.Oğlunun,vazgeçtim lafıydı onu o anda hayata bağlayabilecek şey.

Maça 10 dakika kalmıştı.Stadın önüne geldiklerinde durdular.çocuk heyecanla babasına döndü.Babasının çıkaracağı o 110 Liralık 2 tane bileti görmek istiyordu.Babası kıpırdayamadı.Oğlunun gözlerindeki parıltı kendisine geçmişti.Ama bu parıltı farklıydı.Nemin gerçekleştirdiği parıltıydı bu.Bir şey diyemedi.Anlamıştı oğlu durumu.Sesini çıkartamadı.1 saat kadar oyalandılar Kadıköy'de.Ağızlarından tek bir kelime çıkmadan yürüdüler bilinçsizce.Oğluna verdiği sözü tutamamıştı.Konuşmaya hakkı yoktu kendince.

Evlerine yaklaştıkları anda staddan gol sesi geldi.Bu ses onun kulağına bu düzensizliğin haykırışı olarak geliyordu.Oğluna bakmaya cesareti yoktu.Onun olduğu taraftan bir burun çekme sesi geliyordu sadece."Fener'i ilk ne zaman göreceğim baba?" dedi ufak çocuk.Düzensizliğin haykırışı rol değiştirip bir bıçak olmuştu.Göğsünde bunu hissetmesi hiç de zor değildi.Cevap verebilir miydi,bilmiyordu.Bunu ödenmemiş faturalara,boş buzdolabına,oğlunun eski ayakkabısına sormak istedi.Gerek duymadı.Alacağı cevap belliydi.




Alıntı:Grupck.com

Efsane Geri(Mi ?) Döndü !!!






Aslında maçı anlatmaktan öte tribün leri anlatmak daha çekici geliyor bana.Bundan Önceki maçlarda anlattıgımız gibi Efsane Maraton Küllerinden Doğacak.Güzel bir tribün ortamı mevcut maratonda üstüne Vamos-Ck-unifeb destekli bir tribünde eklenince yaklaşık 2.000 2.500 aktif tribün sevdalısı oluyor.Bu sayı yeterlimi hayır değil ama başlangıç için sadece bir adım.Çünkü bu sene maratonda A-B deki kişilerlerin hal ve tavırları tribün duruşları önümüzdeki seneler için bir referans oluşturuak.








Sivas maçını tribün açısından önemli kılan bir kaç durumlar vardı ve bunlarda biri ise Sefa Abinin tribüne gelmesiydi.Bunun önemi sefa abi varken tribün daha bir birlik içinde oluyor.Diğer durum ise Gfb nin sezon öncesinde büyük gayretlerle gerçekleştirmeye çalıştıgı bayrak organizyonun gerçekleşmesiyle maratonda sallanıcak bayrakların ilk denemesi ve ilk maçıydı bu maç.



Biletleri 55 Tl olunca oldukça önemli ibr maç haline geldi bu maç malumunuz paramızı verdik tadını çıkartalım.Hatırlarım ben ufakken babam rahatça kolumdan tutup beni maça götürebilirdi götürürdü ama gelgelelim şimdi baktıgımızda bir memur çocugunun yada asgari ücret ile çalışa bir kişinin çocugu maça götürmesi o ailenin 1 ay abartmaksızın aç dolaşmasına neden olabilicek düzeye gelmiştir.Bu yüzdende maçlara gelen gelebilen kişiler belli bir sınıfa hitap etmektedir.Ama bu durumda halkın takımı olan Fenerbahçeyi halktan uzaklaştıran bir diğer etkendir.Kabulumüzdürki son yıllarda çokkk fazla uzaklaştırıldık be halktan tesisleşme kurumsallaşma vs derken halk nerde kaldı sayın başkan.Bu baglamda telsim Tribününde Ck,unifeb ve Vamos un bulundugu bölümden anlamlı ve bir okadar da güzel bir pankart açıldıTabiki bu pankartın akabinde unifebin univesite sancakları ve Gfb nin yaptırdıgı bayraklar dalgalanmaktaydı tribünde.







Tribünlerimizi değerlendiricek olursak Maça 10 dk kala tribün grupları tam anlamıyla yerinig aldı.Blok üst tarafta Engin abilerin tayfası Altında Gfb Semtler Aşagıda Kfy Ablok üst 1907 Gençlik Altında UNİGFB ve altında lisegfb ile devils yer almakta idi son zamanlara nazaran çok güçlü bir omuz omuza ile girildi. Ama benim gözlemlerim sonucu ilk yarı çok etkili bir performans olmadı elbette tribün hakkı verildi.2 yarı daha güçlü tezahüralar daha akıcı tezahüratlar ile daha etkili bir tribün yapıldı özellikle okul açıkla yapılan karşılıklı tezahürat son derece ses getirdi.Açıkçası herkez kendinden geçmekteydi o anda ardından golun gelmesi taraftarın itici gücünü ortaya koymakta idi.Ardından tabi galibiyetin geleceği anlaşılınca tribün bitaz eglencesine geçti ve gerçekten çok güzel bir tribün oluştu.Her geçen maçtada daha güzel bir tribün oluşuyor.İşin özüne gelirsek Maraton sevdasını dillerden düşmiyecek ve Efsane Maraton geri dönecek gibi gözüküyor. Çıktık bir yola hadi hayırlısı...

Fenerbahçe-Sivaspor



Sivasspor; Son 2 senenin yükselen takımı ama gözle görülen birşey varki bu sene sivasspor ligin orta sıralarını belki düşme potasını zorlucak gibi duruyor açıkça konuşursak ben Fenerbahçenin sivasspor karşısındaki futbolunu oldukça begendim bunun nedeni ise paslaşan istekli bir takım var ortada maçın analizini yapmadan maç gününe dönelim.

Herkezin kafasında tek bir soru vardı 55 TL ye Kale Arkası Tribünlerin dolup dolmayacağı ve tribün eşrafının bu uygulamaya vereceği tepki.

Maç saati geldikçe stad hemen hemen 40 bin kişi gibi bi rakamla doldu.Maç ilk yarı rolantide gitsede sivassporun üst üste çok net kaçırdıgı 3 pozisyon zihinlere yer etti.İlk yarı gergin bekleyişlede geçsede ikinci yarı atak olan Fenerbahçe golü ikinci devrenin ortalarına dogru buldu ve arkası geldi ama golün gelmesindeki en büyük etkenlerden birisi de küllerinden dogan tribünün itici gücüydü.Ve Maç 3-0 gibi nihai bir sonuçla sonuçlandı...

14 Ağustos 2009 Cuma

Yok Mu Arttıran?



Türkiye ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde(Sırbistan,Brazilya,Arjantin vb.) futbol hayatın atar damarlarından biridir.Neden mi çünkü yaşamda dert çoktur tasa çoktur iş güç o bu şu derken insanlar futbola sarılır.Bu yüzdende Halkın sporudur futbol ve halka hitap eder.Hitap ettiği insanlarda futbol takımlarına tutku ile baglanır.Onca dert tasa arasında yaşamının baş köşesine koyar.Zamanında futbol klupleride bunun farkındaydı ama gel gelelim ki günümüz şartlarında herşey altüst olmuştur.Taraftar kavramı ortadan kalkmış yerine müşteri kavramı almıştır.Adeta yoluncak tabuk gibi bakmaya başlamıştır.Stad bir aşk-ı mabedden çıkıp yerine ticarethane ye dönmüştür.


Bunları neden mi anlattık.Anlattık çünkü yönetim kale arkası bileti fiyatlarını 55 tl olarak açıklamıştır.Ekonomik krizin kol gezdiği bir ülkede 55 tl demek Fenerbahçeyi halktan koparmak ve belli bir zümrenin takımı yapmak demektir.55 tl yapmak demek içi fenerbahce aşkı ile dolu olan memur çocugunun maçlara gelememesi demektir.

FENERBAHÇE HALKIN TAKIMIDIR VE ÖYLE KALICAKTIR.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Erken Öten Horozun


Malum denizli denince aklıma 2006 senesi ve elimizden çalınan şampiyonluk , masa başında kaybedilen bir şampiyonlugun hikayesi ile appiah ın tuncayın göz yaşları gelir akıllara .Ama o günü, kahpelerin yaptıklarını unutmadık unutmıcaz unutturmıyacagızda.Bazıları nefret çıgırtkanlıgı yapıyorsunuz desede kahpe denizli ile her karşılaşmada o yılın nefreti ile yerimizi alacagız tribünlerde


Maçın Özetine gelirsek:

Yeni bir sezona, yeni bir teknik adamla, yeni bir iştahla başladık. Aslında bu maç Daum’un kaldığı yerden devam, ayrı bir deyişle intikam maçıydı. Kaybettiğimiz şampiyonlukta Daum’un son maçı olmuştu ve bu maçta yeni bir başlangıç. Maçın hemen başında Alex’in asistinde Guiza topu kaleci Özden’in yanından filelerle buluşturdu. Rakibe oranla daha düzgün, topu ayaka tutan bir Fenerbahçe izledik. A.Santos , Alex’ten aldığı topla rakiplerinden sıyrılıp,kaleciyle karşı karşıya kaldı ama vuruşunda kaleci topu çıkardı. İlk yarıda kalemizde tehlikeli bir pozisyon yaşamadık ve ilk yarı 1-0 üstünlüğümüze geçildi. İkinci yarı başladıktan 10 dakika sonra denizli şehrinin elektrikleri kesildi ve 40 dk. Karşılaşma durdu. Futbolcular ısınma hareketleriyle kendilerini hazır tutmaya çalıştı. Elektrikler tekrardan geldi ve maça kaldığı yerden devam edildi. Fenerbahçe, dos santos, alex ve guizayla net fırsatlardan yararlanamadı. Denizlispor yüklenmeye çalışıyrdu ama defansında açıklar veriyodu ve maçın 86. Dk.sında gökhan’ın asistiyle guiza topu ikinci kez denizli ağlarına bıraktı. Golü attıktan sonrada yerini mehmet topuza bıraktı. Ligin ilk deplasmanından galibiyetle dönmesini bildik.

Maç Özeti için Furkan arkadaşıma teşekkürlerimi iletirim.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Bu Formanın Hakkını Verenler Asla Yalnız Kalmaz

Bu Formanın hakkını verenler asla yalnız kalmaz.Bu koreografi beşiktş maçında hazırlanmıştı Grup Ck ve unifeb tarafından.Takım o aralar baya bi bozuktu ve bu pankartın açılmasıyla tüm stad tek bir isimle çalkalandı"Gökhan Gönül".Gökhan gönül genç yaşı ve Fenerbahçeliliyle takımdaki en istekli ve çubuklunun hakkını veren kişilerden biri.
Resmi siteye bir bakayım derken Gökhan Gönül ile 5 yıllık antlaşmanın imzalandıgını haberini gördüm ve bir tebessüm oluştu yüzümde.Gökhan gönül bu takımda sembolleşmesini istediğim nadir furbolculardan biri(Semih Şentürk'te bu listede).Kesinlikle şunu diyebilirimki en iyi ve karlı transferimiz bu oldu.
Eeeee boşuna denmedi."Bu Formanın Hakkını Verenler Asla Yalnız Kalmaz" diye.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Kapalı Kutudan Gerçek Dünyaya

Üçlü çekmek Türk Tribünlerinde bir ritüeldir esasen.Söylenişi kolay ve çıkan ses bir o kadar gürdür.Ama gel gelelim ki ülkemizde 3 büyüklerin 2 si bunu çok yapmakta ama 3 lü denilince akla ilk gelen takım beşiktaştır.Çünkü deplasmanlarda 3lüden başka bir ses çok nadir gelir kulağa.
Malum geçenlerde Super Kupa Finali oynandı ve kupa Fenerbahçemizin oldu ama tribünleri incelediğimizde bir o kadar ilginç birşeyle karşılaşıyoruz.Beşiktaş taraftarı toplam 16 kere üçlü çektiler.Hatta ve hatta bununla yetinmeyip 2 Dk da 5 tane üçlü çekme başarısını gösterdiler.
Maçının tribünün analizine bir bakalım;
Maça dk lar kala tribünler kenetlendi ve karşılıklı atışmalar başladı.Beşiktaş maçın başlamasına 3 dk kala üçlü ile giriş yaptılar maça ama Fenerbahçe maçın başlamasını bekledi ve ardından saglam bir sesle "Dar ağacında olsak bile Son sözümüz Fenerbahçe" bestesi duyuldu.Bu Fenerbahçe hakimiyeti dk 30 a kadar sürdü.Dk 30 dan sonra 2 tarafta daha usulca söyledi bestelerini.2.yarıya beşiktaş iyi başladı.beşiktaşım sen çok yaşa canım feda olsun sana bestesimni 10 dk boyunca söylediler hatta tahminimce baskın oldukları tek beste buydu(aralarda burası beşiktaş ,beşiktaşım hayat sensin besteleri söylensede cılız kaldı) Ardından 3 lü salvosu başladı 2 dk da 5 tane üçlü çeken beşiktaşlılar anladılarki böyle gitmiyor.Bari beste söyliyelim derken ÇALINTI melodi dale yi uyguladılar.Ardından Fenerbahçe taraftarı sessizliğini bozdu kulakları tırmalayan etrafı İNLETEN NAĞMELER yankılanıyordu.Fenerbahçe taraftarı tribünde üstünlüğünü tekrar eline aldıgı andan sonra Fenerbahçenin golü geldi ve tribünler iyice karnaval yerine dönüştü.Artık makara zamanıydı çokta güzel makara yapıldı.Alexin işi bitiren golünden sonra çıkan beşiktaşlılara şşş şşş nereye tepksi verilirken beşiktaşlılar stadı boynu bükük terketmeye devam ediyorlardı.
Açık ve net bir şey varsa tribün Fenerbahçeninde 3 lüler ise beşiktaşın.
Beşiktaş çarşısı kapalı kutusunda tribün raconu keserken deplasmanda sadece 3 lü ile yetinmeleri tezatlıklar abidesini beşiktaş semalarına dikmelerine neden oluyor.Herkez beşiktaş taraftarı öyle beşiktaş taraftarı böyle diyor ama aslolan birşey var gerçekten ne olursa olsun tarafsız gözle söylemeliyim ki tribünler Fenerbahçenindir.Beşiktaş ise kapalı kutusundan çıkıp gerçek dünyaya karıştıgında sıradan bir gruptur herkez için..

Takıma Bir Göz Atalım


KALECİ
Kalede bir sıkıntı yoktu.En azından pek pozisyon gelmedi.Ama Volkan Demirel kaleyi en iyi şekilde götürür.

DEFANS
Defans gerçekten beni korkuttu.Önderin hataları Blica'nın bunu kapama çabaları ve defanstaki açıklıklar.Açık konuşmak gerekirse takımdaki en zayıf bölge burası.Kesinlikle Önderin yerine Lugano veya eşdeğer bir stoper alınmalı

ORTA SAHA
Orta sahamız iyidi özellikle Emre.Açıkçası Emrenin Fenerbahçeye gelişini sindiremem sindiremedim de ama yiğidi öldür hakkını ver adam resmen yerli Gattuso.Güzel bir övgüyü hakediyor.Dos Santos Sol açıkta harikalar yaratıyor.Gerçekten çok güzel bir transfere imza attı Fenerbahçe.Benim gözümde ise Cristan Oliviera şu aşamada kapalı kutu ama arkadaşların onunda iyi oldugu vurguları yer alsada ben tam anlamıyle görmedim :). Sag kanatta Özer hurmacı yada Mehmet topuzu görmek isterim açıkçası onlarında performansını görüp uygun sag açık ı oynatmak daha yerinde olur.

FORVET
Alex'ide hucum hattından görürek hucum kategorisine yazıyorum ve ekliyorum bu adam kesinlikle "Man of the Match" ne olursa olsun ne söylenirse söylensin gerçekten takımı iyi yönetiyor.Ve Guiza Okçu diye gelsede Foss dedirtti.Ama Bu sezon gerçekten bizi utandırıyor iyi bir performans sergiliyor 2 maçtır.Bunuda Honved maçındaki 3 golü ve beşiktaş maçındaki asistiyle gözümüze gözümüze sokuyor.

Vira Bismillah

Her ne kadar amaçsız bir kupa olarak görsemde sezona kupa ile başlamak ayrı bir güzellik.Biraz maçın detaylarını inceleyelim.
Kişisel nedenlerle maça gidememenin üzüntüsü ile kendini haftasonu futbol ekranına verdim bir baktım ntvde psg-atletico madrid maçı var adamlar takır takır top oynuyor.Sende agzın açık izliyorsun.Derken saatler geçti Arsenal-Rangers maçı var adamlar gene takır takır maç yapıyor.Saatler 21:00 i göstediğinde gene Türk işi futbolla karşı karşıya kalıyoruz.Maçta bir seyir zevki yok aksine gayet sıkıcı geçiyor.
Neyse kıyaslamayı bırakalım maçı anlalım.Maça Fenerbahçe atak başladı. Yeni transfer Dos Santosun kanatından iyi yüklendi Fenerbahçe ama burda Vedersonunda hakkın yenilemez iyi çıkışlar yaptı lakin geride dönmede geçikince sag kanattan saldırıya geçti beşiktaş.Dk 25' ten sonra oyun rolantiye geldi ve oyun dandun havalarda geçen bir oyun halini aldı.
2. yarı Beşiktaşın bastırışıyla başladı ve süregeldi ama Bizimde can alıcı ataklarımız oldu.Ama görüldüki İlerde çoğalma problemimiz devam etmekte.Dk75 ' i gösterirken bir frikik ve Alex topunbaşında freekick i kullanır ve oda ne el var penaltı.Kaptanın golüyle Fenerbahçe 1-0 öne geçer.Ardından maç iyice kopar ve 90 + guizanın güzel ortasıyla Alex'in ve takımın 2. golü gelir.beşiktaş taraftarı tribünü terk ederken tv'ye bir ses gelir "şşş şşşş nereye".
Ve Mutlu Son Kupa bizimdir....

1 Ağustos 2009 Cumartesi

İnleyen Nameler

Aslında bir nevi İzmirin hesabının kesileceği maç bu maç.Tribünde ezdiğimiz beşiktaşı malesef sahada ezememiştik.Şimdi 10 yılda bir şampiyon olan beşiktaşa rütbesini bildirme zamanı.

Fenerbahçe-Beşiktaş
02.08.09 Pazar
21:00(FOX TV )

Tribünlerin Kurtuluşu




Honved maçı kimileri için sıradan bir ön elemeda olsa tribüncüler için eşleşmenin açıklandıgından beri beklenen bir maçtı.Neden mi ?
Nedenine uzunca değinelim...Herşey yeni sezon kombinelerinin çıkmasıyla başladı.Birden Maraton A-B blokun Tribün emaktarlarına (GFB-KFY) ayrıldıgı haberi duyuldu.Herkez vay anasını be tribünler güzel olur bu sene diye düşünürken bi yandanda ulan gene sakata gelmiyelim topluyorlar bir yere bizi her türlü fişlemeyi yaparlar korkusu içindeydi.Herşey bu akışta ilerlerken yavaş yavaş Aziz Yıldırımın inadının kırıldıgı gözlemlendi.
Günler geçmekle birlikte 1500 kişi artık tribün davasını yaşamak için A-B tribününde buluştular.Birden pat diye Bolu maçı çıktı herkezin son gün haberi oldu ama tatildi v.s idi gelen pek olmadı.Herkez honved maçını bekledi.
Maç omuz omuza ile başladı.Güçlü ve kulakların pasını silen bir sesle devam edildi.Gerçekten uzun zamandır deplasmanlar hariç Kadıköyde böyle bir maç yaşamamıştım tribünün hakkı verildi.Daha ilk maçta güzel bir uyum yakalandı.Önümüzdeki maçlar neye gebe görelim..